30 Temmuz 2007 Pazartesi

BEKLEYENLER İÇİN

Image Hosted by ImageShack.us


BEKLEYENLER İÇİN


Bir ayak sesi duymayayım

Kapıya koşuyorum

Gelen sen misin diye

Bir sana benzer yüz görmeyeyim

Yüreğim burkuluyor

Ağlamaklı oluyorum

Her şey bana seni hatırlatıyor

Gökyüzüne baksam

Gözlerinin binlercesini görürüm

Bir rüzgar değse yüzüme

Ellerini düşünmeden edemem..

Tadı senden gelir

Yediğim yemişlerin

İçtiğim içkilerin

Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı

Bu emsalsiz hüzün

Seni beklediğim içindir


Resmine bakamaz oldum

Uykulardan korkuyorum artık

Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan

Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor

Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni

Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada


Ve şu saat geldiğin anda

Durabilir sevincinden

Zaman çıldırabilir

Çünkü benim dünyamda

Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.


Bir çocuk doğmayı bekler

Bir ağır hasta ölmeyi

Bitkiler yağmur ve güneşi bekler

Yalnız bir kadın sevilmeyi

Ve düşün ki bir adam

İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi

Seni bekler

Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi


Sen gelinceye kadar

Pencerem kapalı duracak

Rüzgar gelmesin diye

Artık perdeleri açmayacağım

Gün ışığı girmesin diye

Sonra kahrolacağım

Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta

Ve günlerce gecelerce haykıracağım

Nerdesin diye, nerdesin diye


Bir gün bu kapıdan sen gireceksin

Biliyorum

Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek

Yıllarca sonra

Öldüğüm gün bile gelsen

Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup

Çocuklar gibi sevineceğim

Kalkıp sarılacağım ellerine

Uzun uzun ağlayacağım


Ümit Yaşar Oğuzcan

24 Temmuz 2007 Salı

TUTKU AŞK SEVGİ

Image Hosted by ImageShack.us


TUTKU , AŞK ve SEVGİ ..

Bir papatya tarlası düşün..

İlkbahar ayı..

Ve sen, onun yanından geçen yolda yürüyorsun...

Ve o papatya tarlasında bir papatya dikkatini çeker..

Binlercesinden birisidir ama sen, onun yanına gidersin..

Onda seni çeken bir şeyler vardır ..

O papatyayı olduğu yerden koparırsın ..

Sadece senin olsun istersin, sadece senin ..

Öleceğini düşünmeden. Ve gidersin o tarladan ...

İçindeki şiddetin durduramadığı bir bencillik ama

bir o kadar güzel ve hapsedici.

İşte bu TUTKU..





Yine o tarlanın kenarındaki yolda yürüyorsundur..

Yine milyonlarcası arasında bir tanesi seni çeker..

Yaklaşırsın, yanına gidersin o papatyanın..

Gözlerin başkasını görmez olur o an.

Onun için herşeyi yapmak istersin... Dokunmak istersin..

Dokunamazsin, orda, onunla ölmek istersin.

Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir başka güzel çiçek

kokusu gelir burnuna.. Dayanamazsın onun kokusuna..

Unutturur herşeyi bir anda ve o kokunun geldiği yöne gidersin..


O papatya orda kalmıştır, yüreğinin bir kenarında..

Paylaşılmamıştır bir çok şey..

Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona..

İşte bu AŞK...





Yine o yoldasın.. Papatya tarlasının yanından geçen..

Ve yine bir papatya ...

Milyonlarcasının içinde seni çeker..

Gidersin yanına.. Orda kalakalırsın..

O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsın..

Tüm gücünle onunla olmak istersin..

Oradan seni koparacak hiç bir güç olmadığına inanırsın..

Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalırsın...

İşte bu da SEVGİ ..



alıntıdır




20 Temmuz 2007 Cuma

BİR DAMLA OKYANUS

Image Hosted by ImageShack.us


Bir Damla Okyanus


Sevgim bir okyanussa

Gösterebildiğim yada sana anlatabildiğim

Sadece bir kaç damlasıdır

Gözlerimde gördüğün mutluluksa

İçimdeki senin yansımasıdır


İsmini yazarken dalgalar kalbimin kıyısına

Büyülü kelimeler fısıldıyor kulağına benden sana

Yürümeye çalışna masum bir bebek gibi

Her adım atışımda muhtacım sana


Sevgi muhtaç olmaksa

Muhtaç olduğum sensin...


Sen yanımda yokken neyin önemi varki

Nefes alışım bile anlamsız belki

Gözlerinde kaybolup giderken bilki

Çığlık atarcasına susarım sana


Sevgi suskun olmaksa

Suskun olduğum sensin...


Seninle geçen her saniyemin

Bir adı sevgi, bir adı aşk!

Artık hiç üşümeyen yüreğimin

Sebebi sen, anlamı aşk!


Sevgi aşık olmaksa

Aşık olduğum sensin...


E.Aktürk

17 Temmuz 2007 Salı

AŞK ÖTESİ



Aşk Ötesi


Sevgi;

katlanmak

ilgilenmek

beslemek


cesaretle yaklaşmak

ödün

ve

özveride bulunmak

bir de paylaşmak ise eğer

ben seni sevmenin de ötesinde seviyorum o zaman…!



Aşk;

yalnızlık

sensizlik

çaresizlik

yetersizlik

acizlik

tutkuya tutsak olmak

ve

bir de acı çekmek ise eğer

ben sana aşık olmaktan da öte aşığım o zaman…!

Sevda;

çekmek

taşımak

aramak

bulamamak

ulaşamamak

ve

bir de karanlıkta gezmek ise eğer

sevdadan da öte, ben sana KARA SEVDALIYIM o zaman…!

M. Çelik

12 Temmuz 2007 Perşembe

ADI HÜZÜN OLSUN BU GERÇEĞİN

Image Hosted by ImageShack.us


ADI HÜZÜN OLSUN BU GERÇEĞİN

Adı hüzün olsun bu gerçeğin.
Ayrılığın tekil sızısını hissetmenin
Ve senden sonraki yaşantımın,
Adı hüzün olsun!
Öteki renklerini aldığın,
Tek mevsimlik dünyamın,
Ve senden bana kalanların,
Rotasız başlayan yolculuğumun,
Her limanda yüzleştiğim sensizliğin,
Adı hüzün olsun!

Bir türlü gelmeyen geleceklerin,
Bir yarısı sende kalan geçmişin,
Ve her gün biraz daha kaybolan iyimserliğimin,
Adı hüzün olsun!

Gittikçe tuhaflaşan tavırlarımın,
Azalan ideallerimin,
Alışkanlık haline gelen sıradanlıkların
Birbirine benzeyen her günün
Adı hüzün olsun!

Aklımda kalan şarkı sözlerinin,
Anılarını sakladığım kirli odamın,
Yağan yağmurun,
Cama dayanmış soluk yüzümün,
İçimde ağlayan çocuğun,
Adı hüzün olsun!

Artık gelmeyeceğine olan inancımın,
Eksik yüreğimin, göremediğim renklerin,
Sensizliğin, yarım kalmışlığın,
Adı hüzün olsun!

Değişmeyen şeylerin,
Aynı filmin tekrarına benzeyen rüyaların,
Sadakatini elden bırakmayan gönlümün,
İçimdeki yalnız şairin, bu yaşantının,
Ve bu şiirin adı hüzün olsun!

Şemsettin Kaya

8 Temmuz 2007 Pazar

gözyaşı borcu




BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR !


Adam genç kadına seslendi:
- Bana gözyaşı borcun var!

Genç kadın sordu:
- Nasıl öderim?

Adam gözlerini kırptı;
- Haydi gülümse!

Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, borcunu sildi.
Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.

Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
İkisi de bahar kokuyordu...
Biri ilkbahar, diğeri güz.

Adam, seslendi yine;
- Bana mutluluk borcun var!

Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu:
-Nasıl ödeyebilirim?

Heyecanlandı adam
- Haydi yat dizlerime!

Genç kadın bir kedi uysallığında, yattı dizlerine usulca.
Adam, şefkatle saçlarını taramaya başladı kadının.
Saçları, güneşe ve yağmurlara hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu.
Çaresizliğini ördü sırasıra.
Sonra saçının her teline, mutluluğun çığlıklarını bağladı adam.
Yetmedi, gizli düğüm attı... Ağladı.
Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice.
Adam, sürekli borç defterlerini kurcalıyordu.

Genç kadının gözlerinin içine baktı;
- Bana yürek borcun var!

Borcunun farkındaydı sanki genç kadın, şaşırmadı.
- Bu borcumu nasıl ödeyebilirim?

Adam kollarını uzattı
- Haydi tut ellerimi!

Sümbül kokusu sinmiş ellerini uzattı genç kadın.
Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borcu avuçlarının içinde.
Genç kadın gitmek üzereydi.

Adam son kez seslendi;
- Bana can borcun var!

Kadın irkildi;
- Can mı?

Sigarasından derin bir nefes çekti adam;
- Evet... Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!

Hoşuna gitti sözler kadının
- Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun?

Adam, biraz daha yaklaştı;
- Yum gözlerini!

Hiç tereddüt etmeden yumdu gözlerini.
Adam da yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu
kadının titreyen dudaklarına.

- Bu ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaslarını kadın...

Adam, pişmanlıkla, memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi;
- Hayat öpücüğüydü!

Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle...

Adam, şaşırdı;
- Ya senin bu yaptığın neydi?

Genç kadın kapıya yöneldi;
- Veda öpücüğü!

Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik
ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın.

Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına.
- Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar...

Genç kadın sümbülleri aldı:
- Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini!

Adam sevindi:
- Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!

Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam,
- Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun!

Haykırışı yağmura karıştı.
Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa...


alıntı